Ergenlik Dönemi Sorunları Nelerdir?
Ergenlik Dönemi Sorunları, çocuklukla yetişkinlik arasındaki geçiş sürecidir ve hem fiziksel hem de ruhsal birçok değişimi beraberinde getirir. Bu süreçte yaşanan hızlı gelişmeler, ergenin hem kendisiyle hem de çevresiyle olan ilişkilerini derinden etkiler. Bu nedenle ergenlik dönemi, birçok sorunla karşı karşıya kalınan hassas bir dönemdir.
Ergenlik Dönemi Sorunları genel olarak şu başlıklar altında toplanabilir:
Kimlik Bunalımı
Ergenler, “Ben kimim?” sorusunun cevabını ararken içsel çatışmalar yaşayabilir. Bu süreçte, ait olma ihtiyacı, bireyselleşme çabası ve kendi kimliğini oluşturma arzusu yoğun şekilde hissedilir. Kimlik karmaşası, ergenin davranışlarında dengesizliklere neden olabilir.
Aile ile İletişim Sorunları
Ergenlik döneminde bireyin bağımsızlık isteği artar. Bu durum, aile ile çatışmalara neden olabilir. Anne-baba ile sık sık tartışmalar yaşanması, kurallara karşı gelme, otoriteyle çatışma gibi durumlar oldukça yaygındır.
Arkadaş İlişkilerinde Sorunlar
Ergenler, arkadaş çevresine daha fazla önem vermeye başlar. Bu da zaman zaman yanlış arkadaşlıklar, dışlanma korkusu, gruplaşma ya da akran zorbalığı gibi problemleri beraberinde getirebilir.
Akademik Baskı ve Başarı Kaygısı
Okul başarı beklentisi ve gelecek kaygısı, ergenlik dönemindeki bireyler üzerinde büyük baskı oluşturabilir. Bu baskı, motivasyon eksikliği, dikkat dağınıklığı, okuldan soğuma ya da sınav kaygısı şeklinde kendini gösterebilir.
Beden Algısı ve Fiziksel Görünüm
Ergenlik döneminde yaşanan hızlı fiziksel değişimler, ergenin beden algısını etkileyebilir. Boy uzaması, kilo artışı, cilt problemleri gibi değişimler, özgüven sorunlarına ve hatta sosyal izolasyona yol açabilir.
Duygusal Dalgalanmalar
Hormonlardaki değişimle birlikte duygular da daha yoğun yaşanır. Bir gün çok neşeli olan bir ergen, ertesi gün sebepsiz yere içine kapanabilir. Bu duygusal dalgalanmalar, ergenin ruh sağlığını zorlayabilir.
Riskli Davranış Eğilimleri
Merak, heyecan arayışı ve sınırları zorlama isteği, ergenleri sigara, alkol, madde kullanımı gibi zararlı alışkanlıklara yönlendirebilir. Bu tür davranışlar, hem fiziksel hem de psikolojik sağlığı tehdit eder.
Bu sorunlarla başa çıkmada uzman desteği almak büyük önem taşır.
Ergenlerde Problem Davranışlar Nelerdir?
Ergenlik dönemi, bireyin hem fiziksel hem de psikolojik olarak büyük bir dönüşüm yaşadığı kritik bir süreçtir. Bu süreçte, bireyin yaşadığı içsel çatışmalar, çevresel etkenler ve hormonal değişiklikler bazı problemli davranışları beraberinde getirebilir. Bu davranışlar, geçici olabileceği gibi kalıcı alışkanlıklara da dönüşebilir. Bu nedenle ebeveynlerin, öğretmenlerin ve uzmanların bu süreci dikkatle gözlemlemesi gerekir.
Ergenlik Dönemi Sorunları kapsamında en sık karşılaşılan problem davranışlar şunlardır:
Aşırı Sinirlilik ve Öfke Patlamaları
Ergenler duygularını kontrol etmekte zorlanabilir. Bu nedenle en ufak uyarıya dahi aşırı tepki verebilir, öfke nöbetleri geçirebilir veya çevresine zarar verecek davranışlarda bulunabilirler. Bu durum sıklıkla “Ergenler neden sinirli olur?” sorusunun da temelini oluşturur.
İnatçılık ve Otoriteye Karşı Gelme
Ergen birey, bağımsız bir kimlik geliştirme çabası içindedir. Bu süreçte, ebeveynlerin ve öğretmenlerin koyduğu kuralları sorgular ve sıklıkla bu kurallara karşı gelir. “Ben bilirim” tavrı, inatlaşma ve diretme gibi davranışlar oldukça yaygındır.
İçe Kapanma ve Sosyal İzolasyon
Bazı ergenler, yaşadıkları içsel çalkantıları dış dünyadan uzaklaşarak çözmeye çalışabilir. Aileden uzaklaşma, arkadaşlarla daha az görüşme ve odasına kapanma gibi davranışlar dikkat edilmesi gereken sinyallerdir.
Yalan Söyleme ve Gerçekleri Saklama
Ergen, otoriteden kaçmak veya bağımsızlığını korumak adına yalan söyleme eğilimine girebilir. Bu durum, özellikle aile içi güven ilişkisinde ciddi zedelenmelere yol açabilir.
Madde Kullanımı ve Zararlı Alışkanlıklar
Merak, akran baskısı veya kendini ispat etme arzusu; sigara, alkol ya da madde kullanımı gibi ciddi davranış bozukluklarına neden olabilir. Bu, en ciddi Ergenlik Dönemi Sorunları arasında yer alır ve profesyonel destek gerektirir.
Okuldan Kaçma ve Başarısızlık
Ergenin derslere ilgisinin azalması, okula gitmek istememesi ya da devamsızlık yapması sık karşılaşılan durumlardır. Bu davranışlar, ders başarısında düşüşe ve gelecek kaygısının artmasına yol açar.
Aşırı Teknoloji ve Sosyal Medya Kullanımı
Ergenlik döneminde bireyler sosyal medyada kimlik arayışına girebilir ve burada vakit geçirerek kendini ifade etmeye çalışabilir. Ancak bu durum, zamanla bağımlılığa ve gerçek dünyadan kopmaya neden olabilir.
Bencillik ve Empati Eksikliği
Ergenler çoğu zaman kendi istek ve ihtiyaçlarını ön planda tutar. Bu, onların çevresindeki insanlara karşı duyarsız ve bencil davranmalarına yol açabilir. Bu durum aile içinde “Ergenler neden bencil?” sorusunun sık sorulmasına neden olur.
Ergenlerde problem davranışlar, aile yapısı, sosyal çevre, bireysel özellikler ve yaşanmışlıklarla doğrudan ilişkilidir. Bu davranışlarla başa çıkmak için doğru yaklaşım çok önemlidir. Çorlu, TEKİRDAĞ bölgesinde bu konuda danışmanlık veren Doç. Dr. Çiğdem Binay, ergenlik dönemi sorunlarının üstesinden gelmede hem ergenlere hem de ebeveynlere etkili yollar sunmaktadır.
Ergenlikte Görülen Ruhsal Değişimler Nelerdir?
Ergenlik dönemi, yalnızca fiziksel değişimlerin değil, aynı zamanda yoğun ruhsal dönüşümlerin de yaşandığı bir evredir. Birey bu süreçte hem kendi iç dünyasıyla hem de çevresiyle farklı bir etkileşim içine girer. Hormonlardaki artış, beyin gelişimindeki değişimler ve çevresel etkenler, ruh halini doğrudan etkiler. Bu değişimler, bireyin düşünce yapısını, duygu durumunu ve davranışlarını da şekillendirir.
Ergenlik Dönemi Sorunları arasında en karmaşık olanlardan biri ruhsal değişimlerdir ve bunlar çoğu zaman dışarıdan fark edilmesi zor olabilecek kadar içsel yaşanır. İşte ergenlikte en sık gözlenen ruhsal değişimler:
Duygusal Dalgalanmalar
Ergenlikte duygular çok yoğun ve hızlı yaşanır. Sevinç, öfke, üzüntü, kıskançlık gibi duygular kısa süreler içinde birbirini takip edebilir. Bu dalgalanma, ergenin hem kendisini hem de çevresini zorlayabilir.
Kaygı ve Gelecek Endişesi
Ergenlik, bireyin geleceğe dair düşünmeye başladığı bir dönemdir. Meslek seçimi, akademik başarı, sosyal kabul gibi konular endişe yaratabilir. Bu da kaygı bozukluklarına, sınav stresine ve karamsarlığa yol açabilir.
Özgüven Problemleri
Fiziksel görünümdeki değişim, beden algısındaki bozulmalar ve akranlarla kıyaslama sonucu ergenlerde özgüven eksikliği sık görülür. Ergen, kendisini yetersiz hissedebilir, sosyal ortamlardan kaçabilir.
Kimlik Arayışı
“Ben kimim?”, “Ne olmak istiyorum?” gibi sorular, ergenin zihnini yoğun şekilde meşgul eder. Bu kimlik arayışı sürecinde ergen, farklı tarzları deneyebilir, fikirlerini sıkça değiştirebilir ve kendini bulmaya çalışır.
Depresif Ruh Hali
Bazı ergenlerde içe kapanma, karamsarlık, hayattan zevk alamama, sosyal çevreden uzaklaşma gibi depresif belirtiler görülebilir. Bu durum uzun sürerse mutlaka profesyonel destek alınmalıdır.
Bağımsızlık İsteği ile Ait Olma Arasındaki Çatışma
Ergen, bir yandan birey olma ve bağımsız yaşama arzusu hissederken, diğer yandan kabul görme ve sevilme ihtiyacı duyar. Bu ikilem, içsel çatışmalara ve kararsızlıklara neden olabilir.
Aile ve Sosyal Çevreyle Uyum Sorunları
Ergen, çevresindeki otorite figürleriyle (anne-baba, öğretmen vs.) fikir ayrılıkları yaşayabilir. Kendisini anlaşılmamış hissedebilir ve bu da iletişim problemlerine yol açabilir.
Bu ruhsal değişimler, ergenin karakter gelişimini doğrudan etkiler. Duygularını anlaması ve yönetmeyi öğrenmesi, bu süreci daha sağlıklı atlatmasını sağlar. Doç. Dr. Çiğdem Binay, Çorlu, TEKİRDAĞ bölgesinde ergenlerin yaşadığı bu tür ruhsal değişimlere yönelik gerekirse çocuk psikiyatri uzmanına yönlendirmektedir.
Ergenlik Dönemi Sorunları, ruhsal anlamda da bir geçiştir. Bu süreç doğru yönetildiğinde, birey daha sağlam bir kişilik yapısına kavuşur.
Ergenler Neden Sinirli Olur?
Ergenlik dönemi, bireyin hem bedensel hem de zihinsel olarak değişim içinde olduğu oldukça hassas bir süreçtir. Bu dönemde yaşanan hızlı değişiklikler, ergenin çevresiyle olan ilişkilerini ve duygu durumunu doğrudan etkiler. Ebeveynlerin sıkça sorduğu sorulardan biri de şudur: “Ergenler neden bu kadar sinirli olur?”
Aslında bu sinirlilik hali, ergenliğin doğasında yer alan pek çok biyolojik, psikolojik ve çevresel etmenin bir sonucudur.
Ergenlik Dönemi Sorunları kapsamında değerlendirilen bu öfke hali, genellikle şu nedenlerle ortaya çıkar:
Hormonlardaki Dalgalanmalar
Ergenlik döneminde hormon seviyelerinde ani artışlar yaşanır. Özellikle testosteron ve östrojen gibi hormonların yoğun üretimi, duygu durumunda dengesizliklere ve ani öfke patlamalarına neden olabilir. Ergenin kendisi de çoğu zaman neden sinirlendiğini tam olarak anlayamaz.
Kimlik Arayışı ve Bireyselleşme İhtiyacı
Ergenler bu dönemde bağımsız bir kimlik oluşturmak ister. Aileden kopma, kendi kararlarını alma isteği öne çıkar. Bu da ebeveynlerle sık sık çatışma yaşamalarına neden olabilir. Onaylanmamak ya da kısıtlanmak, öfke duygusunu tetikler.
Aile ve Sosyal Baskılar
Başarılı olma baskısı, kıyaslamalar, arkadaş çevresinden onay görme gibi sosyal stres faktörleri ergeni yıpratır. Bu baskılar zamanla sabırsızlığa, anlayışsızlığa ve sinirliliğe dönüşebilir.
Kendini Anlatamama Hissi
Ergenler, duygularını tam olarak ifade edemeyebilir ya da anlaşılamadıklarını düşünebilir. Bu durum içlerinde biriken gerilimi artırır ve bu gerilim genellikle öfke yoluyla dışa vurulur.
Düşük Frontal Lob Kontrolü
Beynin karar alma, dürtü kontrolü ve empatiyle ilgili bölgesi olan frontal lob, ergenlik döneminde henüz tam gelişmemiştir. Bu da ergenin tepkilerini kontrol etmekte zorlanmasına ve ani sinirlenmelere sebep olabilir.
Bencillik ve Duyarsızlık Algısı
Ergenler genellikle kendi dünyalarına odaklanır. Bu da çevresindeki kişilere duyarsız, anlayışsız ve bencil görünmelerine neden olur. Etraflarından gelen eleştiriler, bu durumu daha da tetikleyebilir ve sinirli davranışları artırabilir.
Özetle, ergenler sinirli değildir; sinirli görünürler. Bu, gelişim sürecinin doğal bir parçasıdır. Ancak bu öfke halini doğru yönetebilmek için ergenin anlayışla karşılanması ve ihtiyaç duyduğu duygusal desteğin sağlanması gerekir.
Bu noktada Doç. Dr. Çiğdem Binay, Çorlu, TEKİRDAĞ bölgesinde Ergenlik Dönemi Sorunları üzerine çocuk psikiyatri uzmanına yönlendirmektedir.
Ergenlerde Riskli Davranışlar Nelerdir?
Ergenlik dönemi; bireyin kimlik arayışı, bağımsızlık mücadelesi ve sosyal kabul görme arzusu gibi birçok içsel çatışmayı aynı anda yaşadığı bir evredir. Bu süreçte gençler, kendi sınırlarını keşfetmek ve “ben kimim?” sorusuna cevap aramak için farklı davranışlara yönelebilir. Ancak bu deneyim arayışı zaman zaman riskli davranışlara dönüşebilir.
Bu davranışlar hem fiziksel hem de psikolojik sağlığı tehdit edebilir ve uzun vadede ciddi sonuçlar doğurabilir. Ergenlik Dönemi Sorunları arasında en dikkat edilmesi gerekenlerden biri de budur.
İşte ergenlerde en sık karşılaşılan riskli davranış türleri:
Madde Kullanımı (Sigara, Alkol, Uyuşturucu)
Ergenler, merak, arkadaş baskısı veya kendini kabul ettirme isteğiyle sigara, alkol ya da uyuşturucu gibi maddelere yönelebilir. Bu maddeler başlangıçta “özgürlük” gibi algılansa da kısa sürede bağımlılığa ve sağlık sorunlarına yol açar.
Dijital Bağımlılık ve Sosyal Medyada Tehlikeli Paylaşımlar
Sosyal medyada beğeni alma isteği, ergenleri bazen tehlikeli ve uygunsuz içerikler paylaşmaya ya da sanal zorbalığa yönlendirebilir. Uzun süre ekran karşısında kalmak da uyku düzeni, akademik başarı ve psikolojik dengeyi olumsuz etkiler.
Cinsel Riskler
Ergenlikte artan hormonel değişiklikler ve merak duygusu, korunmasız cinsel ilişki gibi riskli davranışlara neden olabilir. Bu durum hem fiziksel (gebelik, cinsel yolla bulaşan hastalıklar) hem de ruhsal olarak ergeni etkileyebilir.
Trafik Kurallarını İhlal Etme
Lisanssız araç kullanmak, kask takmamak, yüksek hızla araç sürmek gibi davranışlar da ergenlerde sıkça görülür. Özellikle “arkadaşlar arasında cesaret gösterisi” gibi algılanan bu hareketler ciddi kazalara yol açabilir.
Okuldan Kaçma ve Akademik İlgisizlik
Ergenler zaman zaman okula gitmemeyi, ders çalışmamayı ve akademik yükümlülüklerden kaçmayı bir “protesto” biçimi olarak görebilir. Ancak bu durum uzun vadede eğitim hayatını olumsuz etkiler.
Kendine Zarar Verme ve İntihar Girişimi
Bazı ergenler, yaşadıkları yoğun duygusal baskı nedeniyle kendine zarar verme (bilek kesme, vücuda zarar verme vb.) ya da intihara teşebbüs etme gibi ciddi riskli davranışlar sergileyebilir. Bu durumlarda mutlaka profesyonel destek alınmalıdır.
Suç İşleme ve Şiddet Eğilimleri
Hırsızlık, vandalizm, sokak kavgaları gibi yasa dışı davranışlara yönelme, hem bireyin adli sorunlar yaşamasına hem de toplumdan dışlanmasına neden olabilir.
Bu riskli davranışların erken fark edilmesi ve önlenmesi, hem ergenin hem de ailesinin sağlıklı bir gelecek kurmasında kritik öneme sahiptir. Riskli davranışlar, yalnızca “asi” olmakla açıklanamaz; çoğu zaman arka planda bir yardım çağrısı vardır. Bu çağrıyı duymak ve doğru şekilde karşılık vermek gerekir.
Ergenler Neden Bencil Davranır?
Ergenlik dönemi, bireyin çocukluktan yetişkinliğe geçiş yaptığı; kimlik arayışı, bağımsızlık isteği ve sosyal kabul gibi temaların yoğun şekilde yaşandığı bir süreçtir. Bu dönemde ergenin davranışları, özellikle ebeveynler ve öğretmenler tarafından sıklıkla “bencilce” olarak yorumlanabilir. Ancak bu tutumların altında çoğu zaman karmaşık psikolojik ve gelişimsel nedenler yatmaktadır.
Ergenlik Dönemi Sorunları kapsamında sıkça gözlemlenen bu durum, doğru anlaşıldığında ailelerin ergenle olan iletişimini güçlendirebilir. Peki, gerçekten ergenler bencil midir? Yoksa bu sadece bir algı mı?
Benmerkezcilik Dönemi
Ergenlikte birey, zihinsel olarak daha soyut düşünmeye başlar; ancak bu yeni düşünme biçimi henüz sosyal sorumluluk ve empatiyle tam anlamıyla örtüşmez. Bu nedenle ergen, çoğu zaman yalnızca kendi ihtiyaçları ve duyguları üzerinden hareket eder. Bu da dışarıdan bencil gibi algılanabilir.
Kimlik Gelişimi ve Kendine Odaklanma
“Ben kimim?”, “Hayatta ne istiyorum?” gibi sorular, ergenin iç dünyasında sürekli dolaşır. Bu süreçte ergen, daha fazla kendi iç dünyasına odaklandığı için başkalarının düşüncelerine veya ihtiyaçlarına duyarsız kalabilir.
Duygusal Dalgalanmalar
Hormonel değişimler, ruh halinde hızlı geçişlere yol açar. Bu durum, ergenin empati yeteneğini baskılayabilir. Anlık öfke, haksızlık duygusu veya anlaşılmama hissi, başkalarının duygularını önemsememe gibi görünebilir.
Aileden Ayrışma Çabası
Ergenler, bireyselleşmek ister. Bu da zaman zaman “Ben bilirim”, “Beni karışma” gibi ifadelerle dışa vurulur. Aileyle duygusal bağları koparmak değil, kendi kimliğini oluşturmak için yapılan bu çaba, bencilce davranışlarla karıştırılabilir.
Empati Gelişiminin Tamamlanmamış Olması
Empati, yaşla birlikte gelişen bir beceridir. Ergenlikte henüz bu kapasite tam anlamıyla olgunlaşmadığı için, başkalarının duygularını yeterince anlamakta ve buna uygun davranmakta zorlanabilirler.
Sosyal Baskı ve “Ben Önemliyim” Algısı
Sosyal medyanın da etkisiyle, ergenler kendilerini sürekli öne çıkarmak, kabul görmek ve fark edilmek isterler. Bu durum, “sadece kendini düşünen, dikkat çekmeye çalışan” bir profil çizmelerine neden olabilir.
Ergenin bu davranışlarını “bencillik” olarak etiketlemek, çoğu zaman iletişimi koparır. Oysa bu tutumların arkasında gelişmekte olan bir kişilik, karmaşık duygular ve yardım çağrıları vardır. Empati, sabır ve bilinçli bir yaklaşım, bu sürecin sağlıklı şekilde atlatılmasında kritik rol oynar.
Ergenlik Döneminde Aile ve Okulun Rolü
Ergenlik dönemi, hem bireyin hem de çevresinin dönüşüm sürecidir. Bu dönem; yoğun duygusal dalgalanmalar, kimlik arayışı, sosyal aidiyet ihtiyacı ve bağımsızlık arzusu ile karakterizedir. Ergenlik Dönemi Sorunları bu süreçte sıkça görülse de, aile ve okul desteğiyle ergenlerin sağlıklı bireyler olarak yetişmesi mümkündür.
Bu noktada aile ve okul, ergenin hem psikolojik hem sosyal gelişiminde temel belirleyici unsurlar olarak öne çıkar.
Ailenin Rolü
a) Güvenli Alan Oluşturmak: Ergenlikte birey, çevresindeki değişimleri anlamlandırmakta zorlanabilir. Aile, bu süreçte yargılamadan dinleyen, sabırlı ve anlayışlı bir ortam sunduğunda genç kendini daha güvende hisseder.
b) Sınır Koymak ve Rehberlik Etmek: Aşırı otoriter ya da aşırı serbest aile tutumları, ergenin kimlik gelişimini olumsuz etkiler. Dengeli kurallar, sınırlar ve açıklayıcı iletişim ile rehberlik eden ebeveynler, ergenin sağlıklı bir kişilik geliştirmesini destekler.
c) Empati Kurmak ve Dinlemek: Ergen, çoğu zaman anlaşılmadığını hisseder. Bu nedenle ebeveynlerin yargılamadan dinlemesi, onun duygularını ciddiye alması çok kıymetlidir. Bu sayede hem çatışmalar azalır hem de bağ güçlenir.
d) Değer ve Özgüven Kazandırmak: Aile üyeleri, ergenin güçlü yönlerini fark edip takdir ederek onun özgüven gelişimini desteklemelidir. Eleştiri yerine destekleyici yaklaşım, ergenin kendine olan inancını artırır.
Okulun Rolü
a) Akademik Başarının Ötesine Geçmek: Okullar yalnızca akademik bilgi veren kurumlar değil, aynı zamanda ergenin sosyal ve duygusal gelişimini destekleyen ortamlardır. Öğretmenlerin farkındalığı ve yaklaşımı bu açıdan çok değerlidir.
b) Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik: Rehberlik servisleri, ergenlik döneminde yaşanan sorunların erken fark edilip çözüme kavuşturulması açısından büyük önem taşır. Özellikle akran zorbalığı, depresyon, sınav kaygısı gibi konularda aktif rol üstlenmelidirler.
c) Sosyal Etkinliklerle Gelişimi Desteklemek: Kulüpler, projeler, sanat ve spor faaliyetleri; ergenin ilgi alanlarını keşfetmesi, kendini ifade etmesi ve özgüven kazanması için zemin hazırlar. Ayrıca sosyal becerilerini de güçlendirir.
d) Aile-Okul İş Birliği: Ergenin davranışsal ya da akademik sorunlarında aileyle koordinasyon içinde hareket eden bir okul yönetimi, sorunların büyümeden çözülmesini sağlar. Açık iletişim ve düzenli bilgi paylaşımı çok önemlidir.
Dayanışma ve Destekle Sağlıklı Bir Geçiş
Ergenlik Dönemi Sorunları, bireysel olduğu kadar çevresel etkenlerle de şekillenir. Aile ve okul, bu sürecin iki ana taşıyıcı kolonudur. Gençlerin geleceğe güvenle yürüyebilmesi için onlara yalnız olmadıklarını hissettirmek, dinlemek, sabır göstermek ve yol arkadaşlığı yapmak gerekir.
Ergenlik Dönemi Sorunlarına Nasıl Yaklaşılmalı?
Ergenlik dönemi, bireyin fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal olarak hızlı değişim geçirdiği karmaşık bir süreçtir. Bu değişim sürecinde yaşanan çatışmalar, uyum sorunları, iletişim kopuklukları ve davranışsal bozukluklar aileler ve eğitimciler için zorlayıcı olabilir. Ancak bu zorluklar doğru yaklaşımlarla yönetildiğinde hem ergenin hem de çevresindekilerin bu süreci sağlıklı bir şekilde atlatması mümkündür.
Ergenlik Dönemi Sorunları, yalnızca ergenin değil, aynı zamanda ailesinin ve sosyal çevresinin de doğru yaklaşımıyla şekillenir.
Yargılamadan Dinlemek
Ergenlik dönemindeki bireylerin en büyük şikayetlerinden biri “anlaşılmamak” ve “dinlenmemek”tir. Bu dönemde ebeveynlerin ve öğretmenlerin empati kurarak yargılamadan dinlemeleri gerekir. Ergenin ne hissettiğini anlamaya çalışmak, çözümün en önemli adımıdır.
Açık ve Doğru İletişim Kurmak
Sert, suçlayıcı veya baskıcı iletişim ergenin savunmaya geçmesine ve içine kapanmasına neden olur. Bunun yerine açık, sakin ve destekleyici bir dille konuşmak; ergenin kendini ifade etmesine ve içini açmasına olanak sağlar.
Güven İlişkisi Kurmak
Ergenin ailesiyle ve öğretmenleriyle kurduğu güven ilişkisi, sağlıklı gelişimin temel taşlarından biridir. Ergen, hata yaptığında yargılanmadan konuşabileceğini bilirse, riskli davranışlardan da uzak durmaya başlar.
Sınırlar Koymak ve Sorumluluk Vermek
Ergenlikte genç bireyler özgür olmak isterler ancak aynı zamanda sınır ve yönlendirmeye de ihtiyaç duyarlar. Aileler net ama esnek sınırlar koymalı, aynı zamanda ergenin karar almasına ve sorumluluk taşımasına olanak sağlamalıdır.
Uzman Desteğinden Yararlanmak
Bazen aile içi çabalar yetersiz kalabilir. Bu gibi durumlarda bir psikolog, psikolojik danışman ya da ergenlik alanında uzmanlaşmış bir hekimden destek almak gerekir.
Sosyal Destek Sistemini Güçlendirmek
Ergenin sadece ailesiyle değil; arkadaş çevresi, okul ve sosyal çevresiyle de sağlıklı bağlar kurması teşvik edilmelidir. Spor, sanat, kültürel etkinlikler ve sosyal sorumluluk projeleri, ergenin olumlu davranışlar geliştirmesini destekler.
Sabırlı ve Süreç Odaklı Olmak
Ergenlik bir anda çözülebilecek bir dönem değil, bir geçiş sürecidir. Bu dönemde inişler ve çıkışlar doğal kabul edilmeli, sabırlı olunmalı ve gelişim süreci zamanla desteklenmelidir.
Ergenlik Dönemi Sorunlarına yaklaşım, kriz odaklı değil; gelişim odaklı olmalıdır. Anlayış, sabır, empati ve profesyonel destekle bu dönem hem genç hem de ailesi için bir olgunlaşma süreci hâline gelebilir.
Ergenlik dönemi, bireyin çocukluktan yetişkinliğe geçerken yaşadığı sancılı ama bir o kadar da önemli bir süreçtir. Bu dönem, hem gencin hem de ailesinin yeniden konumlandığı, sınırların test edildiği ve kimliğin şekillendiği bir geçiştir. Bu zorlu sürecin sağlıklı atlatılabilmesi için doğru yönlendirmelere ihtiyaç vardır.
İşte ergenlik dönemine dair uzman bakış açısıyla önerileri:
Ergeni Bir Birey Olarak Kabul Edin
Ergenin duygularını ciddiye almak ve onu “çocuk” gibi değil, birey olarak görmek çok önemlidir. Bu yaklaşım, gencin özgüvenini artırır ve iletişim kapılarını açık tutar.
“Ergenin sözü kesilmeden dinlenmesi, onun kendini değerli hissetmesini sağlar.”
Anlayışlı ama Tutarlı Olun
Ergenlik Dönemi Sorunları karşısında sadece empati yetmez; aynı zamanda sınırların da net çizilmesi gerekir. Anlayışlı ama tutarlı bir ebeveyn tutumu, hem güven duygusunu güçlendirir hem de sorumluluk bilinci kazandırır.
İletişim Kazandırır, Baskı Kaybettirir
Baskıcı, kontrolcü yaklaşımlar ergeni daha da uzaklaştırır. Bu nedenle önerilen yöntem, açık ve dürüst iletişimdir. Gencin fikrini almak, onunla konuşurken çözüm odaklı bir dil kullanmak önemlidir.
Duygusal Dalgalanmaları Doğal Karşılayın
Ergenlikte yaşanan ani öfke patlamaları, ağlamalar veya içe kapanmalar birer sorun değil, sürecin doğal parçasıdır. Panik olmadan, bu duyguların geçici olduğunu bilerek yaklaşmak gerekir.
Sosyal Aktiviteleri Teşvik Edin
Ergenlerin spor, sanat, tiyatro gibi alanlara yönlendirilmesinin hem ruhsal hem sosyal gelişim için çok değerli olduğunu vurguluyor. Aileler, çocuklarının ilgi alanlarını desteklemeli ve onları sosyal hayata katılmaları konusunda cesaretlendirmelidir.
Dijital Dünyaya Dikkat!
Ergenler teknolojiye bağımlı hâle gelebilir. Sosyal medya baskısı, siber zorbalık ya da dijital izolasyon gibi sorunlara karşı ailelerin bilinçli olması gerekir. Doç. Dr. Çiğdem Binay, ergenin dijital dünyadaki varlığının sağlıklı sınırlarda tutulması gerektiğini vurguluyor.
Riskli Davranışlara Karşı Gözlemci Olun
Ergenlik Dönemi Sorunları arasında yer alan sigara, alkol, madde kullanımı ya da erken yaşta cinsellik gibi riskli davranışlara karşı ailelerin farkındalığı yüksek olmalıdır. Ancak bu farkındalık, suçlayıcı bir gözetleme değil; rehberlik eden bir izleme biçiminde olmalıdır.
Profesyonel Destekten Çekinmeyin
Her aile her durumu kendi başına çözemeyebilir. Özellikle yoğun çatışmalar, depresyon belirtileri, akademik başarısızlıklar veya davranışsal bozukluklar karşısında bir uzmandan destek almak çok değerlidir.
Sevgi, Sabır ve Bilinçle Bu Dönem Atlatılır
Ergenlik, fırtınalı bir dönem olsa da; doğru yaklaşımla bir fırsata dönüşebilir. Ailelerin sevgi dolu, sabırlı ve bilinçli tavırları sayesinde genç bireyler bu dönemi sağlıklı şekilde tamamlayabilir. Unutulmamalıdır ki; çocuklar nasıl davranılması gerektiğini öğreten aynalardır. Onları suçlamadan, anlamaya çalışarak ve profesyonel destekle yönlendirerek bu süreci hem birey hem aile için verimli kılmak mümkündür.